Telefon

0 (541) 658 60 10

böbrek yetmezliği

D VİTAMİNİ (Makale 1)

D vitamini, birçok fizyolojik süreçte yer alan bir hormondur. Aktif formu olan 1,25(OH)2D3, serum kalsiyum-fosfat homeostazisini, iskelet homeostazisini düzenler. Serum kalsiyum veya fosfattaki değişiklikler dolaşımdaki 1,25(OH) 2D3 (aktif D vitamini) seviyelerinini etkiler.

D vitamini eksikliği; kemik mineralizasyonunda bozulma, artan diyabet riski, bağışıklık sistemi bozuklukları ve kardiyovasküler hastalıklar dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilidir.

D vitamininin böbrek koruyucu etkileri artık bilinmektedir; D vitamini damar endotel fonksiyonunu düzenler, podositleri (böbrekte yer alan hücrelerdendir) korur, renin-anjiyotensin-aldosteron (böbrek hormon ve kimyasallarıdır) sistemini düzenler ve antiinflamatuar etkilere sahiptir.

Diyabetik böbrek hastalığı (DKD), dünya çapında son dönem böbrek hastalığının önde gelen nedenidir. Böbrek koruyucu olarak D vitaminini destekleyen ve potansiyel olarak DKD’nin başlangıcını geciktirdiğini gösteren çok sayıda çalışma vardır.

D vitamini reseptörleri (VDR); damar düz kas hücreleri, kardiyomiyositler (kalp kası hücreleri) , damar endotel hücreleri böbrek jukstaglomerüler aparat, mezenjiyal hücreler, böbrek toplama kanalı hücreleri de dahil olmak üzere hemen hemen tüm dokularda tanımlanmıştır. VDR konumları, böbreklerin D vitamini metabolizmasında çok önemli bir rol oynadığını göstermektedir.

Çeşitli çalışmalar, diyabetik böbrek hastalığı (DKD) olan hastalarda D vitamini düzeylerinin daha düşük olduğunu göstermiştir.D vitamininin DKD’nin ilerlemesini tersine çevirdiği mekanizmaları açıklayan çeşitli hipotezler öne sürülmüştür. Bunlar arasında; D vitamininin glikozun işlenmesine yardımcı olması, böbrek renin-anjiyotensin sisteminin aktivasyonunu desteklemesi ve böbrek dokusu fibrozisini azaltması da yer almaktadır.

Enflamasyon, diyabetin ortak bir özelliğidir ve DKD’ye yol açabilir. İnflamatuar bir yanıt, insülin direncini şiddetlendirir ve hiperglisemiyi yoğunlaştırır bu da diyabetin uzun vadeli komplikasyonlarını ağırlaştırır. DKD’nin patogenezinde lökositlerin, monositlerin ve makrofajların böbreklere infiltrasyonu da dahil olmak üzere bir dizi faktör suçlanmıştır. Çalışmalar IL-1, IL-6 ve IL-18 (interlökinler) gibi inflamatuar sitokinlerin DKD gelişimindeki rolünü desteklemiştir. Bu moleküllerin seviyelerindeki artış, böbrek nefropatisi gibi mikrovasküler komplikasyonlarla ilişkilidir. Yüksek 1,25 (OH) 2D3 (aktif D vitamini) seviyelerinin, enflamasyonu kontrol ederek böbreği tubulointerstisyel fibrozise karşı koruduğunu ortaya çıkardı. VDR aktivasyonu, tübüler ve mesanjiyal hücrelerde NF-kappa B aktivasyonunu inhibe eder

Sonuç olarak; D vitamini eksikliği DKD gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. D vitamininin, glukoz yönetimine yardımcı olması, böbrek hücrelerini yıkımdan koruması, fibrozisi azaltması ve antiinflamatuar etkinliği ile DKD’nin ilerlemesini tersine çevirdiği gösterilmiştir.

Özetle; DKD’de kalsiyum-fosfat dengesini düzenlemesi yanı sıra, deneysel-gözlemsel-klinik çalışmalar D vitamininin, DKD’nin ilerlemesine karşı korumada ve glomerüler filtrasyon (böbrek süzme fonksiyonu) bariyerinin bütünlüğünü korumada olası etkilerini göstermiştir. Bu çalışmalar, klinisyenlerin DKH’li hastalarda D vitamini eksikliği konusunda dikkatli olmaları gerektiğini ve yüksek risk grupları arasında D vitamini takviyesinin önemini vurgulamıştır.

İyi tasarlanmış birçok gözlemsel ve girişimsel çalışma, DKD’li hastalarda D vitamini tedavisinden sonra böbrek fonksiyonunun düzeldiğini bildirmiştir.

Gelecekte D vitamini metabolizmasının bireyler arası değişkenliği ve D vitamini rejimlerine farklı yanıtlar konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

KAYNAK; D Vitamini ve Diyabetik Böbrek Hastalığı (Ho-Yin Huang ve Ark., Uluslararası J. Mol. Sci. 2023. PMID: 36835159

Dr. Sibel Bilgin'e
Danışın

Sorularınızı whatsapp hattımızdan bize iletebilirsiniz. Kısa süre içerisinde dönüş yapılacaktır.