Akupunkturun ilk kez Çin’de uygulanmaya başlandığı sanılıyor olsa da 1963 yılında Moğalistan’da yapılan kazılarda 4000 yıl öncesine ait olduğu düşünülen, yeşim taşından yontulmuş uçları sivriltilmiş taş iğnelerin ilk akupunktur iğneleri olduğu düşünülmüştür. Taşlar üzerindeki yazılardan bunların Uygur Türkleri’ne ait olduğu ve ilk uygulayan uygarlığın onlar olduğu belirlenmiştir. Çin’in yöntemi, Uygur Türkleri’nden öğrenip geliştirdiği tahmin edilir. Çin’de yapılan kazılarda da MÖ. 1600-1027 yılları arası hüküm süren Shang Hanedanlığı dönemine ait olduğu belirlenen akupunktur iğneleri bulunmuştur. Çin’de Sarı İmparator Huang Di Nei Jing ve onun veziri arasında geçen konuşmaları içeren kitap, akupunktur ile ilgili yazılı en eski kaynaktır. İbni Sina da 1000’li yıllarda, akupunkturun enerji kanallarından ve meridyenlerinden bahsetmiş, nabız muayenesi ile hastalıkların tanısını anlatmıştır.
Akupunktur, acus (iğne) ve punctura (batırma, delme) kelimelerinden oluşur. Vücutta belirli noktalara iğne batırarak uyguladığımız tedavi yöntemini ifade eder. Yaygın olarak kullandığımız iğneler, steril tek kullanımlık paslanmaz çelikten yapılmış iğnelerdir. Kulak akupunkturunda altın ve gümüş iğneler de kullanılabilir.
Geleneksel Çin Tıbbına göre; tanımlanan Qi (Çi) enerjisi insan yaşamının temelini oluşturan yaşam enerjisidir. Bu Qi (Çi) enerjisi, vücudumuzda venöz arteriyel kapiler damar sistemi dışında varolduğu kanıtlanan primovasküler sistemde dolaşmaktadır. Bu sistem, her bir organımız için tanımlanmış ve tüm bedenimizi dolaşan meridyen sistemini oluşturmaktadır. O organa ait meridyen üzerinde de organın fonksiyonlarını temsil eden noktalar bulunmaktadır. Bu meridyenler birbirlerine “connecting – luo” noktaları veya kanalları ile bağlanır. Akupunktur iğneleri ile meridyenlerdeki Çİ enerjisine ulaşılır. 12 çift 2 tek toplam 14 meridyenimiz bulunmaktadır.
Akupunkturun temek felsefesine göre; hayatta YİN ve YANG olmak üzere iki zıt ve ayrılmaz kuvvetin hassas dengesi vardır. YİN ve YANG etkileşimi, Qi (Çi) enerjisini oluşturur. Yin soğuğu temsil eder, yavaştır veya pasiftir. Yang sıcak, heyecanlı ve aktiftir. Hayatta herşey ya YİN yada YANG’dır. Geleneksel Çin Tıbbına göre sağlık, vücudun dengeli durumda tutulmasıyla elde edilir. Yani YİN ve YANG dengede ise canlı, sağlıklı durumdadır. Hastalıklar; Ying ve Yang’ın dengesizliğiyle gelişmektedir. Bu dengesizlik Qi (Çi)’nin (yaşam enerjisi) meridyen adı verilen yollarda blokajına yol açar.
Akupunktur tedavisi ile Qi enerjisinin meridyenler arasında düzenli ve sürekli dolaşımı sağlanır, enerji dengelenir ve hastalıklar bu şekilde tedavi edilir.
Bugün başta Fransa, Almanya, İngiltere ve Avusturya olmak üzere birçok batı ülkesinde tıp fakülteleri bünyesinde akupunktur eğitimi verilmektedir. Bunlardan, Viyana Tıp Fakültesi bünyesinde, Prof. Dr. Johannes Bischko tarafından kurulan Akupunktur Enstitüsü en çok bilinenidir.
Akupunkturun Etki Mekanizmaları:
Akupunkturda uygulama, deriye ve deri altındaki kas dokusuna yapılır. Tüm vücudumuzu; kas iskelet sitemi ile organ ve dokularımızı kesintisiz saran fasya tabakasına verilen uyarı ile bu etkinin tüm bedene yayılması sağlanır.
Akupunktur noktasına uygulanan iğne ile stimülasyon, derideki reseptörleri uyarır. Duyu reseptörlerinden dokunma ve basınç reseptörleri etkilenir.
- Subjektif etkiler
Akupunktur noktasına batırılan iğne, deride bölgesel olarak gerginlik, baskı, ısınma ve acı hissine yol açar. İğnenin batırıldığı yerde zarar gören hücrelerden histamin bradikinin vb. salınması ile eritem oluşabilir.
- Objektif etkiler
Akupunktur noktasının altındaki kasın, düşük frekanslı akım ile uyarılması akupunktur analjezisini meydana getirir. Ayrıca akupunktur iğnesinin batırılması, ağrı reseptörlerinin yani serbest sinir uçlarının uyarılması ile ağrı kontrolünde görevli endojen opioidlerin salınmasına neden olur. Ağrıyı ortadan kaldırıp otonom sinir siteminin sempatik ve parasempatik bölümleri arasındaki dengeyi kurarak organizmanın sağlığa kavuşmasını sağlar.
Akupunktur uygulaması ile merkezi sinir sistemi ve plazmada düzeyi yükselen endojen opioidler enkefalinler, serotonin; antidepresan, antikonvülsif ve anksiyeteyi giderici, psikomotor dengeyi sağlayıcı etki gösterirler.
İmmün sistem üzerine etkileri
Akupunkturun immün sistem üzerine olan etkisinin de endojen opioidlere bağlı olduğu düşünülmektedir. B lenfositlerde, T lenfositlerde, naturel killer (NK) hücrelerinde, granülositlerde, monositlerde, trombositlerde ve komplemanın terminal kompleksi üzerinde endojen opioid reseptörleri bulunmuştur. Nöroendokrin sistem opioid reseptörleri ile immün sistemin opioid reseptörleri arasında biyokimyasal ve fiziksel açıdan benzerlik bulunduğu bildirilmiştir. Alfa, beta ve gamma endorfinlerin değişik immün fonksiyonlara sahip olduğu belirlenmiştir.
Metabolizma üzerine etkileri
Akupunkturun metabolizma üzerine etkisinde, endojen opioidlerden beta endorfinin rolünün olduğu düşünülmektedir. Lipolitik-yağ yakıcı etkilerinin yanında kan şekerini düzenleyici etkisi bulunmaktadır.
Akupunkturla Hangi Hastalıklar Tedavi Edilebilir?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), akupunktur uygulamalarını resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etmiş ve akupunkturun 100 civarı rahatsızlıkta kullanılabileceğini belirlemiştir.
- Genel sağlık; ruh beden sağlığı ve enerjinin dengelenmesi
- Bağışıklık desteği ve enfeksiyonlardan korunma
- Kronik hastalıkların tedavisine yardımcı (Diyabetes mellitus, hipertansiyon vb)
- Kanser tedavisine destek ve radyoterapi/kemoterapi yan etkilerini azaltmada
- Obezite, sağlıklı zayıflama
- Sigara bırakma
- Anti-aging (Kozmetik yüz akupunkturu)
- Başağrısı (Migren, gerilim tipi başağrıları vb)
- Alerjik hastalıklar (Ürtiker, allerjik rinit, allerjik astım vb.)
- Anksiyete bozukluğu ve depresyon,
- Kas iskelet sistemi sorunları (Fibromiyalji, boyun, omuz, sırt, bel, diz, ayak bileği sorunları, ağrıları), romatizmal hastalıklar
- Uyku problemleri
- Kulak çınlaması, baş dönmesi
- Sindirim sistemi sorunları (Gastrit, kabızlık vb.)
- Genitoüriner sistem sorunları (İdrar kaçırma, erken boşalma, mesane ve rahim sarkmaları)
- Premenstrual sendrom, adet düzensizliği, menopozal yakınmalar
- İnfertilite tedavisine destek
Akupunktur Seans Sayısı ve Sıklığı Nedir?
Tedaviye, haftada 2 seans uygulaması ile başlanır, sonra haftada 1 ve sonrasında da 15 günde 1 seans sıklığında devam edelir. Seans sayısı, 10 seanstan az olmamak üzere kişinin rahatsızlık hastalık durumuna göre uygun sayıda devam eder. Seanslar 20-40 dakika arası sürer.
Sadece hastalık hali değil genel sağlığınız için; meridyenleriniz arası blokajları açmak, organ- doku- beyin- zihin dengesini sağlamak ve dengede kalmak için kliniğimize bekliyoruz.
Kibele Şifa…Şifa kapınız olsun…