Telefon

0 (541) 658 60 10

Ozon Terapi

Ozon Terapi

Ozonterapi; lokal veya sistemik olarak ozon-oksijen karışımının kullanıldığı bir tedavi uygulama yöntemidir.

OZONTERAPİ

 

Ozonterapi; lokal veya sistemik olarak ozon-oksijen karışımının kullanıldığı bir tedavi uygulama yöntemidir.

 

Ozon (O3), üç tane oksijen atomunun birleşmesiyle oluşan, renksiz, keskin kokulu bir gazdır. Ozon, Stratosfer tabakasında hayati önem taşır. Dünyayı 15 ile 50 km yükseklikte saran, açık mavi bir gazdır. Atmosferi oluşturan azot, oksijen ve karbondioksit gibi temel gazlara göre oldukça düşük oranda bulunan ozon; doğal  iklimin devamında ve yeryüzeyindeki canlıların korunmasında önemli rol oynamaktadır.

 

Ozon aynı zamanda oksijenin kimyasal bir kuzenidir. Oksijen atmosferde; oksijen atomu (O), oksijen molekülü (O2) ve ozon (O3) olarak üç değişik biçimde bulunur.  Ozon (O3), normal oksijenden daha az kararlıdır. Doğada, yüksek enerjiye sahip güneşten gelen mor ötesi(Ultraviyole) ışınlarının, atmosferdeki normal oksijen moleküllerine (O2) çarpmasıyla ortaya çıkan oksijen atomlarının (O) diğer oksijen molekülleriyle (O2) birleşmesi sonucunda meydana gelir.

 

Ozon oluşumunu gösteren tepkime;3O2+ 68,4 Kcal → 2O3

OZON TERAPİ ; tıbbi ozon gazı (%5 O3 – %95 O2)  kullanarak bazı hastalıkların tedavi edilmesidir.

Tıpta kullanılan ozon ise; özel jeneratörlerde saf oksijnin yüksek voltaj farkından geçmesi sonucu elde edilir.  Jeneratörden çıkan bu gazın sadece %3 ila %5’i ozondan oluşmaktadır, geriye kalan kısım ise oksijenden ibarettir.

 

Tarihsel gelişiminde ozonun  yararları ilk kez İsviçre’de 1840 yılında Alman kimyacı Christian Fredrick Schönbein tarafından keşfedildi.

1856 yılında ameliyathane dezenfeksiyonunda kullanıldı.

1860’da Monaco’da suların ozonla temizlenmesine başlandı. Ozonun, bakteri ve virüsleri öldürmenin yanı sıra sudaki koku ve kötü tadı da ortadan kaldırdığı görüldü.

1900 yılında Nicola Tesla, ilk ozon jeneratörünün patentini aldı. 1902’de H.J. Clarke ozonun anemi, kanser, diyabet, influenza ve morfin zehirlenmesinde kullandı.

1915’tde Dr. Albert Wolf, 1. Dünya Savaşı sırasında kangren ve yaraları ozonla tedavi etti.

1926’da Dr. Otto Warburg Berlin’de kanserin hücre düzeyinde oksijen azlığından meydana geldiğini bildirip, bu saptaması ile 1931 ve 1944 Nobel ödüllerini aldı. Bu alandaki ödülü arka arkaya 2 kez ödül alan tek kişi olarak tarihe geçti.

1957’de Dr. J. Hansler kendi medikal ozon jeneratör patenti aldı.

1961’de Hans Wolf’ün tanıttığı major ve minör otohemoterapi teknikleri kullanılmaya başlandı.

1977’de Dr. Renate Viebahn ozonun vücuttaki etkilerini teknik olarak açıkladı.

1979’da Dr. George Freibott ilk AIDS hastasını ozonla tedaviye aldı.

1980’de Dr. Horst Kief, ozonla AIDS tedavisinde başarı kazandığını öne sürdü.

Ozon, 1992’den bu yana da Rusya’da yanık tedavilerinde kullanılıyor.

1998’den bu yana ülkemizde ozonterapi uygulanmaya başlanmıştır.

2000 yılında İstanbul’da Dr. Lale Yeprem tarafından astım ve göğüs hastalıklarında kullanıldı.

2003 yılında Bursa’da Dr. Murat BAŞ- Dr. Beytiye BAŞ tarafından özellikle kanser olmak üzere, astım, diabet, iyileşmeyen yara ve kolit tedavisinde başarıyla uygulandı.

 

Bu tarihi sürecin ardından 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği”ni çıkarmasının ardından yetkilendirilmiş üniversitelerde ozon terapi uygulamalarının başlamasının ardından  ülkemizde sertifikalandırılmış hekimler tarafından ozonterapi yaygın kullanılmaya başlanmıştır.

 

Basit uygulama yöntemleri ile hastalarca iyi tolere edilmesi, özellikle ozondan kaynaklanan hiçbir yan veya istenmeyen etki olmaması ve düşük maliyeti ozon tedavisini uygun, pratik, güvenli ve etkili bir tedavi ve hastalık önleyici metod yapmaktadır.

 

Ozon tedavisi tek başına veya diğer tedavi yöntemlerine ek olarak etkinliklerini artırmak amacıyla tamamlayıcı olarak da kullanılabilir.

 

 

 

 

Ozonterapinin Tıbbi Etkileri:

  • Antimikrobik etkinlik (bakteri, virüs, mantara karşı öldürücü etkinlik), dezenfeksiyon

Tüm organik, inorganik bileşilkler ve hücre membranındaki lipid ile kimyasal tepkimelere girerek; mikroorganizmalar üzerinde antimikrobik ve dezenfektan etkiyi oluşturur. Dezenfekte edici etkisi, güçlü okside edici etkisinden kaynaklanır. Sadece mikroorganizmaları öldürmek ile kalmaz tüm toksinleri fenolleri, pestisitleri, deterjanları, kimyasal atıkları ve aromatik bileşikleri de okside ederek nötralize eder.

Ozonun bakterisidal etkisinin nedenleri arasında, fosfolipidlerin ve lipoproteinlerin oksidasyonunun neden olduğu bakteriyel hücrelerin memran bütünlüğünün hasarlanmaları bulunmaktadır. Gram pozitif bakteriler, membran yapıları belirgin olarak çok daha değişik olan gram negatif bakterilere göre ozona çok daha duyarlıdırlar.

Ozonun virisidal etkisi membran polipeptid zincirlerini yıkmasıyla ortaya çıkar, bu da virüslerin hedef hücrelere bağlanmasını engeller ve RNA’nın bir zincirini ikiye bölerek üreme reaksiyonunun temelini yok etmiş olur. Kapsüllü virüsler, kapsüllü olmayanlara göre ozona daha duyarlıdır.

  • Antioksidan siteme etkisi

Hücre içi antioksidanları zarara uğratmayacak ve fizyolojik antioksidan mekanizmaları harekete geçirecek kadar yeterli dozda geçici oksidatif stres oluşturarak antioksidan sistemi çalıştırır.

  • Metabolik enzim ve hormon aktivasyonunu sağlar
  • Organ fonksiyonlarını güçlendirir
  • Hemopoez koagülasyon kontrolunu sağlar

Mikrodolaşım ve periferik kan dolaşımının restorasyonu, kanın pıhtılaşmasının azaltılması,

hemopoezin stimülasyonunu sağlar

  • Oksijenizasyon ve dolaşımın düzenlenmesinde etkindir

Kan plazma oksijen seviyelerini yükselterek hücresel oksijenizasyonu arttırır. Nitrik oksit miktarını arttırarak damaları genişletici etki gösterir, mikrosirkülasyonu arttırır. Oksidatif hücre ve damar duvarı hasarını önler.

  • İmmün sistemi güçlendirir

İmmün  modülatör etki gösterir (küçük dozlarda immünstimülasyon, yüksek dozlarda immünosüpresyon); kanda dolaşan immün komleks ve immünglobulin seviyelerini azaltır. Nötrofillerin fagositik aktivitesini arttırır.

  • Hücre yenilenmesini sağlar

Oksijenizasyonu arttırarak, mikrosirkülasyonu-mikrodolaşımı regüle ederek, ATP yapımını arttırarak, hücre yenilenmesini arttırır.

  • Analjezik- ağrı kesici etki, antienflamatuvar- yangı giderici etki

Ozonun anti-inflamatuar etkisi hücre reaksiyonlarını regüle eden prostoglandinleri modüle edici etkisinden kaynaklanır. Doku oksijenizasyonundaki artışa bağlı olarak, ağrı reseptörlerinin aktivasyonunu uyaran ürünlerin metabolizmasını ve atımını artırır.

Oksijen salınımının bir sonucu olarak, modifiye hücre membranındaki katyon-anyon dengesi tekrar sağlanır ve ozon elektrofizyolojik olarak gerçek bir ağrı antagonisti görevi görür. Ağrıdaki azalma katabolik- yıkıcı kartilaj enzimlerin inhibisyonundan (baskılanması) da kaynaklanabilir.

  • Detoksifikasyonu güçlendirici etkinlik

Ozonun detoksifikasyon etkisi karaciğer hücresi hepatositlerdeki mikrozomal sistem atkivasyonu ile olur.

 

Ozonterapi Uygulama Metodları:

1-Major Otohemoterapi: hastanın 50 ila 100 cc kanı, vücut dışında steril koşullarda, uygun oranda medikal ozon gazı ile normobarik koşullarda karıştırılıp hastaya geri verilir.

2-Minör Otohemoterapi: hastanın 2 ila 10 cc kanının vücut dışında steril koşullarda medikal ozon gazı ile karıştırılıp, intramuskuler yoldan hastaya enjekte edilmesidir.

3-Rektal veya vaginal yolla ozonterapi: hastaya rektal veya vajinal yoldan medikal ozon gazı verilmesidir.

4-Torbalama metodu: kol bacak gibi ekstremitelerin haricen ozon gazı uygulanması amacıyla özel bir torbaya alınarak medikal ozon gazı uygulaması işlemidir.

5-İntradiskal uygulama: steril koşullarda görüntüleme teknikleri eşliğinde uzman doktorlar tarafından intervertebral diskler içerisine direk ozon uygulanmasıdır.

6-Kas iskelet sistemi uygulamaları: kas, tendon, tendon kılıfı , bağ, eklem içi, eklem çevresi ve omurga sorunlarında; enjeksiyon yöntemi ile deri içi, deri altı , kas içi ve eklem içi medikal ozon gazı uygulamalarını içerir.

 

Ozonterapi Uygulanabilecek Durumlar:

  • Eklem, tendon ve ligamen yaralanmaları
  • Vertebra (omurga) ve disk patolojilerine bağlı yansıyan ağrı (paravertebral enjeksiyon)
  • Myofasial ağrı, fibromyalji
  • Diyabetik yaralar
  • Gingivit, periodontal hastalıklar
  • Nöropatik ağrı
  • Revaskülarizasyon şansı olmayan kritik iskemili ekstremite yaraları

 

Hangi durumlarda ozonterapi uygulamayız?

Ozonun gaz formunda damar içine enjeksiyonu hava embolisi sonucu ölümlere yol açabileceğinden yapılmaz.

  • Glikoz 6 Fosfat Dehidrogenaz enzimi eksikliği
  • Basedow Graves gibi kontrolsuz hipertroidi vakaları
  • Masif – yaygın veya akut kanamalı hastalar
  • Malign hipertansiyon
  • Ağır trombositopeni
  • Yeni geçirilmiş miyokard infarktüsü ve serebrovasküler iskemik atak (21 gün sonra yapılabilir)
  • Gebelik
  • Organ transplantasyonu yapılanlar

 

 

Güvenli, özenli ozonterapi uygulaması ile Kibele Şifa…Şifa kapınız olsun...